2 Mayıs 2010 Pazar

İÇİM İÇİME SIĞMAZ OLDU


Perşembe akşamı arkadaşlarla buluşmak üzere evden çıktım.Buluşacağımız mekan evden yürüme mesafesindeydi.Avucumun içi gibi bildiğim şehirde Atatürk Bulvarını geçer geçmez işime en yarayan kestirmeye saptım.Bu şehri seviyordum, arkadaşlarımı seviyordum, bunları düşünerek taptaze bahar havasıyla doldurdum ciğerlerimi. Yürüdüm.Az ilerde mekanın ışıkları havayı aydınlatıyordu.''İçerisi manita kaynıyordur''dedim içimden, içim de kıpır kıpır oluverdi.İçim ve ben mekana girmeye hazırdık.Sonra birden farkettim ki; içim okadar da hazır değil; bi heyecan, bi stres yapmış bu.Çektim, konuştum:''Oğlum'' dedim,'' biz seninle ilk defa mı geliyoruz buraya?''. ''Yok abi '' dedi. ''Ee, ne bu tavırlar?''diye sordum.Cevaplamaya hazırlanırken''Bana cevap verme lan!'' deyip bi iyi dövdüm bunu.Sonra yattığı yerden kaldırıp bi banka oturttum.''Bi sigara ver de yanalım abi''deyip güldü.Bir defa dövmekle dayak arsızı olmuştu hayvan.Üzülüp uzattım sigarayı.Paketten iki dal sigara çekip birini yaktı, diğerini de kulağının arkasına sıkıştırıp:''Bunu da sonra içeriz artık'' deyip sırıttı.Yaptığı bu pişkinliğe çok sinirlendim:''Ulan az önce dövmedim mi ben seni? Ne çabuk unuttun it herif!''dedim.Çekip aldım ağzından sigarayı yere atıp ezdim.Kulak arkasındakini de alıp pakete geri koydum.''Yok lan sana sigara migara.Ya adam olursun ya da s.ktir olup gidersin''dedim.''Tamam aaabi; öyle olsun''deyip banktan kalktı, aksi yöne doğru yürümeye başladı.Arkasından ''Gel lan gel şaka yaptım'' diye bağırdım.Elini havaya kaldırıp belli belirsiz hareketler yaptı.''İyi lan sen bilirsin'' deyip girdim mekana.İçim gitti.
Arkadaşlarımın oturduğuyu masayı buldum.Bi sandalye çekip ben de oturdum yanlarına.'Nasılsınlar', 'iyi misinler', 'iyiyim sen nasılsınlar', 'ben de iyiyimler'den sonra herkes kendi havasında gülmeye eğlenmeye başladı. Benimse hiç eğlenecek halim yoktu.Canım sıkkındı, içim burkulmuştu bir kere. Küstürmeyi başarmıştım onu.Bütün akşam onu düşündüm;kim bilir neredeydi şimdi? Yol iz de bilmez kaybolup giderdi şehrin kör sokaklarında.Daha fazla dayanamadım.Arkadaşlardan müsade isteyip kalktım.Hiç,yok bilader olmaz, nereye arkadaşım salmayız diyen olmadı.O an anladım tek gerçek dostumun içim olduğunu.Bütün gece aradım onu.Girmediğim hastane, sormadığım karakol kalmadı.Hiç umudum kalmayınca yorgun argın evin yolunu tuttum. Kapının önüne gelince içerden sesler geldiğini duyup kulak kesildim.Bir süre sessizce dinleyip içerdekilere farkettirmeden girdim eve.Salona sokuldum usulca.Televizyon açıktı, hemen karşısındaki kanepede de içim uzanmış, film seyrediyordu.Beni görünce:''Oo, abim gelmiş. Gel abi otur.Bomba gibi film yakaladım.Kola da var'' dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder